Özden Demir'den Bir Not: 5533 günlükleri


Olan biten hepimizi derinden etkiledi, etkilemekte. Bu yüzden 5533'te başlattığımız etkinlikleri ve geçen hafta hazırladığımız bu maili iletmeyi de ertelemiştik. 

Çok da iyi gitmiyor işler, demiştik. Şimdi daha da kötü. 

Ama en başta söylediğimiz gibi, "biraradalık için", daha fazlasını beraber tartışmak için, vesileler için, kaldığımız gibi olmasak da kaldığımız yerden.

Özden Demir'den Bir Not: 5533 günlükleri















Son 3-4 aydır kendini tanımlayarak sınırlamamak için gayret eden bir sanat mekanı için neler yapabileceğimiz sorusunu, tek bir cevabı olmadığını bilerek konuşup durduk. Daha yakın geçmişte, koltukları suni deri-ahşap karışımı, bahçesinde muhtemelen renkli armut biçimli oturmaları olan, nargile değil de çay ve gözleme tüketilen bir nargileci masasında, kişisel olarak yaşadıklarımızın sanat üretimine etkisinden ve değişimden söz ettik. Üç ay önce ve şimdi önerdiklerimle aradaki fark çarpıcı değil 5533 için. Ama bakıyorum da, olan geçen yıl bu vakitlerde oldu zaten.

Çok da iyi gitmiyor işler, o zaman dert edindiklerimiz hala baki çok yönden. Şükür ki değişmeyen bir şey de aldığımız en büyük ders: bir aradalığımız, yan yana durma halimiz. Maksat öncelikle bunu sürdürmeye vesile olan her yerde var olmaya devam etmek sanırım.

Tek kriter iyi üretim, güzel yemek-içmek, işini samimiyetle yapan, sevdiğimiz kişilerle buluşmak, paylaşmak, üretime destek olmak olacak Mayıs ayı boyunca da. İşin çatısını, yan yanalığımızı sağlayan sanal ya da fiziki her türlü alanla, 5533’ten İMÇ’ye, mahalle bakkalından kente kadar değişen ölçeklerdeki mekanlarla ilişkilerimiz üzerine düşünmek oluşturacak.

İlişkide olduğumuz alanlara bakma biçimlerini, edebiyat, yeme-içme ve medya üzerinden ele almaya çalışacağız. Düşünmeye, mekanın kendisinden, 5533’ten başladık. Süreci, etkinlikleri, 5533 günlükleri blogundan, instagram ve twitter’da #5533 ve #5533gunlukleri üzerinden takip edebilirsiniz.

(#5533kitaplik mevcut kütüphanenin her gün bir bölümünü paylaşmaya yönelik bir projedir. Bu adreste güncellenmektedir.)


İLK ETKİNLİK: ROTA3x3/12

24 Mayıs Cumartesi, 15.00-16.30
5533, İMÇ 5. Blok, Unkapanı




"Kenti, mekanı, en çok da en aşina olduğumuz yerlerin dönüşümünü edebiyat üzerinden nasıl okuyup yorumlayabiliriz?" 

Bu soruyu edebiyatla haşır neşir arkadaşlarımdan Çağlayan (Çevik), Ahmet (Ergenç) ve Seçil (Epik)'e sordum. Sohbetimiz üzerine bu üç kişi üçer yazardan üçer tane metin seçti. Yolu İstanbul’dan geçen yazarların rotalarını içeren bu metinleri sizle paylaşmak, bu rotaları farklı biçimlerde (fotoğraf, film, ses kaydı, yeniden yazım vs) yeniden yorumlamayı düşünmek üzere, 24 Mayıs Cumartesi günü etkinliğin ilk gününe davet ediyoruz. Çaylar bizden!

İlk etkinlik için metin listesi:

Seçil:
Fikret Adil, Asmalımescit
Metin Kaçan, Fındık Sekiz
Tezer Özlü, Çocukluğun Soğuk Geceleri

Ahmet:
Sait Faik Abasıyanık, Alemdağda Var Bir Yılan, “Öyle Bir Hikaye”, “Dolapdere” ve “Eftalikus’un Kahvesi”
Yusuf Atılgan, Aylak Adam
Bilge Karasu, Lağımlaranası ya da Beyoğlu

Çağlayan:
Abdülhak Şinasi Hisar, Çamlıca’daki Eniştemiz
Hulki Aktunç, Beyoğlu’nun Kirli Tarihi
Ahmet Ümit, Beyoğlu Rapsodisi
İlhan Berk, Pera

(Detaylı bilgi için: http://we.tl/jQFYytQhll) 

Görüşmek dileğiyle,

özden d. + 5533 rota3x3/12 ekibi


özden demir

Merve Ünsal'dan bir not // A note from Merve Ünsal


please scroll down for English

5533'ün yeni konuğu ve ev sahibi olarak, İMÇ'nin günlük düzeni ve düzenin getirdiği istikrarı ile 5533'ün programı hakkında beraber düşünmeyi öneriyorum. Görsel sanatlar alanında yazı yazma ve çeviri yapma gibi sanat üretimini destekleyen ama çoğunlukla geri planda kalan üretimleri fiziksel bir mekana taşımak neye yarayabilir? Mart ve Nisan aylarında 5533'ün mekanını sanat yazarlığı ve çeviri üzerine atölyeler, okuma grupları, gösterim programları ile etkin hale getireceğim. Bu emek biçimlerini, birlikte çalışabilecek, konuşulabilecek bir mekan ile kısa süreli de olsa günlük hayat ile ilişkilendirmeye davet ediyorum. 

5533'ün hangi gün ve saatlerde açık olacağını Twitter'da #5533'ten takip edebilirsiniz. Belirtilen saatlerde 5533'ün kütüphanesi ve ofis mekanı çalışma alanı olarak kullanıma açık olacaktır. 

Merve Ünsal

İlk etkinlik: 
10 Mart 2014, 17.00, Araştırma Sunumu, 
Efe Levent 
Fu Manchu karakteri, popüler kültürde uzak doğuluların tatsız temsillerinin sembolü haline gelmiştir. Sax Rohmer'in 1910 yılında çıkarttığı ilk Fu Manchu hikayesinden beri, karakter kendi başına bir marka olmuştur. Tüyler ürpetici zekası ve insan üstü soğuk kanlılığıyla James Bond'un düşmanı Dr No'dan, Iron Man'in Mandarin'i ve hatta Tarkan'ın ezeli rakibi Wang Yu'ye kadar sayısız karakterin, ve bu karakterlerle birlikte uzak doğuluların kim olduklarına dair fikirlerin tohumunu oluşturmaktadır. Peki Fu Manchu'nun altında yatan yaratıcı süreci ve suratını gördüğü anda temsil ettiği her şeyi idrak eden algıyı inceleyerek görsel iletişim hakkında ne öğrenebiliriz?

///

As the new host and guest of 5533, I'd like to think about 5533's programming in conjunction with the daily order of İMÇ and the consequent stability. What would be the point of bringing to a physical space productions/activities such as translating and arts writing that support visual arts out of the spotlight? I will be hopefully activating 5533's space with workshops on arts writing and translating, reading groups, screening programs. I imagine the programming to serve as an open invitation to build a bridge between these types of labors and a space in which collaborations and conversations can take place. 

You can follow my schedule at 5533 via #5533. The library and office space of 5533 will be available for use during the indicated hours. 

Merve Ünsal

First event:
March 10, 2014, 5pm, Research Presentation by 
Efe Levent 
The Fu Manchu character has come to symbolize unsavory representations of Asians in Western popular culture. Since the original Fu Manchu novel, penned by Sax Rohmer in 1910, the character has morphed into a brand of its own. With his spine-chilling intellect and cold blood, he has been seminal in the conception of an illustrious array of characters ranging from James Bond's Dr No, Iron Man's Mandarin and even the Wang Yu of Tarkan, the popular 1970s Turkish film series. With all this influence, the character has planted rooted ideas in the Occidental imagination about who Asians are. What can we learn about visual communication and cognition by studying the creative process that has produced and decoded Fu Manchu and everything that the iconic figure represents?


Görsel/Image: Merve Ünsal, İş(Birliği)/One Work, 2014.

m-est video gösterimi - 5533 doğum günü // m-est video screening - 5533 birthday


5533, İMÇ
m-est video gösterimi / 5533 doğumgünü 
22 Şubat 2014 Cumartesi, 16.30-18.00

Bu haftasonu 5. yaşgününü kutlayacak olan 5533, 2014'ün ilk etkinliği olarak başka bir sanat inisiyatifi olan m-est'i ağırlıyor. 22 Şubat Cumartesi günü, m-est adına sanatçı Merve Ünsal UbuWeb'den yaptığı bir video seçkisini gösterecek. m-est'in 'kamusal alan' sayısı kapsamında yapılan, yaklaşık 60 dakikalık gösterim sonrasındaki sohbete çay ve doğum günü pastası eşlik edecek.


//////////////////////////


5533, İMÇ
m-est video screening / 5533 birthday 
Saturday, February 22nd, 2014, 4:30-6pm

5533 is celebrating its 5th birthday this weekend by hosting m-est, another artist initiative, also the first event of the year. Within the framework of m-est's issue on "public space", artist Merve Ünsal will make a selection of videos from UbuWeb. The screening will last for approximately 60 minutes, after which the conversation will be accompanied by tea and a birthday cake. 


Görsel/Image: Martha Rosler, A Simple Case For Torture, or How To Sleep at Night, 1983. 

5533’te Meşguliyetler // What’s New at 5533?




5533’te Meşguliyetler

Sanat inisiyatiflerinden beklentilerimiz nasıl değişiyor? İnisiyatifleri, ‘bağımsız’, ‘küçük ölçekli’, ‘esnek yapılı’, ‘katılımcı’, ‘deneysel’, ‘mütevazı’, ‘kar amacı gütmeyen’ gibi sıfatlarla anlatmaya çalışıyor, çoğu zaman kurumsal veya ticari yapılardan ayırmaya gayret ediyoruz. Peki inisiyatif-kurum ayrımı ne işimize yarıyor? Bu ikilem olmaksızın sanattaki üretim ve örgütlenme tavırlarını nasıl düşünebiliriz? İşte bunlar, Nancy ve Volkan’la aramızdaki diyaloğu başlatan sorular. 

5533’ten bana gelen daveti, beraber düşünerek üretmeye açık olan ve birbirinin üretimlerini takip eden üç kişiye yönelttim: Merve (Ünsal), Özden (Demir) ve Ali (Taptık). Kendini –sanatçı, fotoğrafçı, editör, mimar, mimarlık tarihçisi, kısa film yönetmeni, vb.–  birçok farklı şekilde tanımlayan bu üç kişi, 5533’ün 2014’teki meşguliyetlerini belirleyecek; tek sabiti fiziksel mekan olarak alıp 5533’ün hem konuğu hem de ev sahibi olacaklar.

Merve, Özden ve Ali bu sene boyunca belirli bir tema veya süreye bağlı olmadan etkinlikler düzenleyecekler. Kendi önceliklerine göre şekillenecek bu etkinlikler boyunca birbirimize sorular sormaya devam edeceğiz. Yaratıcı girişimcilik jargonuna giren, büyük kurumlar tarafından benimsenen ‘deneysellik’ ilkesinin anlamını kaydırmak mümkün mü? Kurumsallaşmış tavırlarımız neler, bunları kırmak ya da sahiplenmek istiyor muyuz? Ve inisiyatiflerin dönüştürücü güce sahip olması şart mı?

Böyle bir yapıyı kurma çabamız, birey, grup ve kurum arasındaki ilişkiler üzerine kafa yormak istememizle alakalı. Bu ufak jest, daha büyük bir fikre –inisiyatiflerin, kurumların, hatta koleksiyonların ve arşivlerin nasıl toplumsallaşabileceğine–bağlanıyor benim için. Cevap UNESCO’nun uzantısı olan, statik bir ‘kültürel miras’ kavramı üzerinden aranmamalı. Bu tartışma daha ziyade üretici, izleyici ve katılımcı konumlarımızın nasıl şekillendiği üzerine. İnisiyatifler, kurumlar, müzeler bizi nasıl değiştiriyor, diğer yandan biz onları nasıl dönüştürüyoruz?

—Özge Ersoy


///////////////////////////////


What’s New at 5533?

What are the expectations from art initiatives, and how are they changing? Initiatives are often defined as ‘independent’, ‘small-scale’, ‘flexible’, ‘participatory’, ‘experimental’, ‘modest’, ‘nonprofit’, and are distinguished from institutionalized and/or commercial models. But what does the binary—the initiative versus the institution—serve? Could we imagine production and self-organization in the visual arts beyond this dichotomy? It is these questions that started my conversation with Nancy and Volkan—the founders of 5533.

I chose to redirect their invitation to think about the programming of 5533 this year, and invited three people—Merve (Ünsal), Özden (Demir) ve Ali (Taptık)—who are eager and familiar to discuss each other’s work. Wearing different hats, as artist, photographer, editor, architect, architectural historian, filmmaker, etc., these three people will determine what comes next at 5533. Departing from the physical space as the framing device, they will be the guest and the host at the same time.

Merve, Özden and Ali will organize events, starting with their own urgencies—not following  a common theme or a fixed duration. And meanwhile, we hope to share open-ended questions with you throughout the year: how is the idea of ‘experimentation’ becoming a trope in institutionalized and/or entrepreneurial language? What are our own institutionalized behaviors? Do we want to break free, or to simply embrace them? And how in what context do we believe in the transformative power of initiatives, if at all?

Such a structure requires a common desire to talk and speculate about the relationships between individuals, groups, and institutions. In my opinion, this small gesture will lead us to a bigger discussion—what makes the initiative, the institution, and even the collection and the archive become public? The static idea of ‘cultural heritage’ promoted by UNESCO is clearly not the answer. Rather, this discussion is related to how our agencies change as producers, viewers, and participants. How do initiatives, institutions, and museums change us, and how do we transform them in return?

—Özge Ersoy